ABD Başkanı Donald Trump’ın arabuluculuğunda Ruanda ile Kongo Demokratik Cumhuriyeti arasında yıllardır devam eden çatışmaları sona erdirmeyi hedefleyen kapsamlı bir barış anlaşması imzalandı. Washington DC'deki ABD Barış Enstitüsü’nde gerçekleştirilen tören, iki ülke arasındaki barış sürecinde kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Kalıcı Ateşkes ve Silahsızlandırma Taahhütleri
Bugün imzalanan anlaşma, 27 Haziran’da dışişleri bakanları düzeyinde yapılan mutabakatın devamı niteliğini taşıyor. Yeni anlaşmada; kalıcı ateşkesin sağlanması, devlet dışı silahlı grupların silahsızlandırılması ve mültecilerin güvenli şekilde evlerine dönüşü gibi maddeler yer alıyor.
Trump: “Bir Yıldan Kısa Sürede Sona Erdirdiğimiz Sekizinci Savaş”
Barış töreninde konuşan ABD Başkanı Donald Trump, Kongo’nun doğusunda otuz yılı aşkın süredir süregelen ve milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine yol açan çatışmanın “dünyanın en yıkıcı savaşlarından biri” olduğunu belirtti. Trump, arabuluculuğunda ulaşılan anlaşmanın “bir yıldan kısa bir sürede sona erdirilen sekizinci çatışma” olduğunu vurguladı.
Trump ayrıca, Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti Devlet Başkanı Felix Tshisekedi ile yürütülen sürecin “Washington Anlaşmaları” adıyla anılacağını ifade etti.
Ekonomik İş Birliği Vurgusu
Trump, iki ülkenin artık rekabet yerine ekonomik ortaklığa yönelme kararı aldığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
“Her iki lidere de güveniyorum. Bu anlaşma uygulanacak ve ülkelerinin halkları için daha parlak bir gelecek oluşturacak.”
Anlaşmanın ABD açısından da stratejik önem taşıdığını belirten Trump, kritik minerallere erişimin bu süreçle kolaylaşacağını, Amerikan şirketlerinin bölgede yatırım yapacağını dile getirdi.
Sürecin Diplomatik Önemi
Haziran ayında yapılan ilk mutabakat, Kongo’nun doğusundaki ölümcül çatışmaların sona ermesi ve mineral tedarik zincirinin güvence altına alınması açısından önemli bir adım olarak nitelendirilmişti. Bugün liderlerin katılımıyla imzalanan anlaşma ise barış sürecini diplomatik olarak daha üst bir seviyeye taşıdı.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun da destek verdiği süreç kapsamında, iki ülkenin ilişkilerinin askeri gerilimden ekonomik iş birliğine dönüşmesi amaçlanıyor.
