Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Asya ülkelerine gerçekleştirdiği resmi ziyaret dönüşünde gazetecilere bazı önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Çinli iki otomotiv devinin Türkiye’de elektrikli araç fabrikası kuracağını duyurdu. Fabrikaların Manisa ve Samsun’da inşa edileceğini belirten Erdoğan, anlaşmaların imzalandığını ve sürecin başladığını dile getirdi.
“Her İkisi de Dünya Çapında Markalar”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Manisa ve Samsun’da üretim yapacak markaların küresel ölçekte tanınan ciddi firmalar olduğuna dikkat çekti. Erdoğan, “Bu fabrikaların Türkiye’de üretime başlaması, otomotiv sektörümüze büyük bir ivme kazandıracak. TOGG ile yakaladığımız başarının üzerine yenilerini eklemek istiyoruz. Türkiye, TOGG ile dünyaya güçlü bir mesaj veriyor: ‘Biz de varız ve güçlüyüz!’” dedi.
Manisa’ya 1 Milyar Dolarlık Yatırım: BYD 2026’da Üretime Başlayacak
Çinli otomotiv devi BYD, Manisa’da 1 milyar dolarlık yatırımla elektrikli araç fabrikası kurmak için çalışmalara başladı. Fabrikanın 2026 yılında üretime geçmesi planlanıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, yatırımın ilk fazının 2 milyar doları aşacağını, toplam yatırımın ise 7 milyar dolara kadar ulaşabileceğini ifade etti.
TOGG’un Küresel Yolculuğu Başladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli üretim TOGG’un dünya pazarında rekabetçi bir oyuncu olma potansiyeline sahip olduğunu vurguladı. Erdoğan, Malezya, Endonezya ve Pakistan’daki temaslarında TOGG’un büyük ilgi gördüğünü belirterek, bu ülkelerin araca övgü dolu sözler sarf ettiğini söyledi.
Erdoğan, Pakistan’ın TOGG’un ülkelerinde üretim yapması konusunu gündeme getirdiğini de açıkladı. “Malezya, Endonezya ve Pakistan gibi ülkelerle iş birliğini geliştirmek, hem Türkiye’nin otomotiv sektörünü hem de ticari ilişkilerini güçlendirecek. İlk aşamada ihracat, ardından ortak üretim gibi fırsatlar değerlendirilebilir.”
Yeni Fabrikalar, Yeni İvme
Manisa ve Samsun’da kurulacak elektrikli araç fabrikaları, Türkiye’nin otomotiv sanayisini ileriye taşıyacak projelerden biri olarak görülüyor. Bu yatırımlar sadece sektöre farklı bir boyut katmakla kalmayacak, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası alandaki prestijini ve ekonomik gücünü artıracak.