Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, enflasyonla mücadelede kaydedilen ilerlemenin önemine dikkat çekerek, dezenflasyon sürecinin devam ettiğini ve bu eğilimin sürdürüleceğini vurguladı. Karahan, “Kısa vadeli göstergelerle birlikte orta vadeli görünüm, dezenflasyonun kalıcı şekilde ilerlediğini ortaya koyuyor. Bu sürecin devamı için sıkı para politikası duruşumuzu koruyacağız” dedi.
Karahan, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında yaptığı konuşmada, Merkez Bankası olarak reel sektörle güçlü ve çift yönlü bir iletişim yürüttüklerini dile getirdi. Makro ve mikro verilerin saha görüşmeleriyle desteklendiğini belirten Karahan, bu sayede hem politika kararlarını şekillendirdiklerini hem de sektörlere özgü yapısal sorunları daha yakından analiz edebildiklerini söyledi.
Reel Sektörle Yoğun İletişim
2025 yılı içinde 2 bin 500’ün üzerinde firmayla, son beş yılda ise yaklaşık 15 bin firmayla doğrudan temas kurduklarını aktaran Karahan, bu iletişimi daha ileri taşımak amacıyla “Para Politikası ve Makroekonomik Görünüm” başlıklı toplantıların başlatıldığını ve yeni yılda da devam edeceğini açıkladı.
Üç Temel Öncelik
TCMB’nin üç ana önceliği bulunduğunu ifade eden Karahan, bunları rezerv yeterliliğinin güçlendirilmesi, Kur Korumalı Mevduat (KKM) bakiyesinin azaltılması ve fiyat istikrarının sağlanması olarak sıraladı. Net rezervlerde 120 milyar doların üzerinde artış yaşandığını belirten Karahan, rezervlerin artık günlük dalgalanmalarla değil, yapısal çerçevede değerlendirildiğini söyledi.
KKM bakiyesinin bir dönem 143 milyar dolara kadar ulaştığını hatırlatan Karahan, bu rakamın bugün 1 milyar doların altına indirildiğini ve konunun başarıyla gündemden çıkarıldığını ifade etti.
“Enflasyonu Kontrol Altına Aldık”
En önemli hedeflerinin fiyat istikrarı olduğunu vurgulayan Karahan, yüksek enflasyonun vatandaşın alım gücünü ve yaşam kalitesini doğrudan olumsuz etkilediğine dikkat çekti. Uygulanan politikalar sayesinde enflasyonun yüzde 75’in üzerine çıkmasının engellendiğini, ardından dezenflasyon sürecinin tesis edildiğini belirten Karahan, enflasyonun bugün yüzde 31 seviyesine gerilediğini söyledi.
Karahan, “Bu düşüşün kalıcı hale gelmesi için sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz. Uygulanan politikaların reel sektör üzerinde bazı etkileri olsa da büyümenin kompozisyon değiştirerek devam ettiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Fiyat İstikrarı Öngörülebilirlik Sağlar”
Yüksek enflasyon dönemlerinde ekonomik öngörülebilirliğin zayıfladığını belirten Karahan, bu durumun uzun vadeli yatırım kararlarını zorlaştırdığını dile getirdi. Fiyat istikrarının sağlandığı bir ortamda ise faizlerin kalıcı olarak düşebileceğini, uzun vadeli finansmanın daha uygun koşullarla sağlanabileceğini ifade etti.
Karahan, düşük ve istikrarlı enflasyonun yatırım ortamını güçlendirdiğini, büyümenin sürdürülebilir hale gelmesini sağladığını ve refah artışının toplumun geneline daha dengeli şekilde yayılmasına katkı sunduğunu vurguladı.
Geçmiş Dönemlere Değinme
2003 öncesinde enflasyonun uzun yıllar ortalama yüzde 70 seviyelerinde seyrettiğini hatırlatan Karahan, sonraki dönemde sıkı para ve maliye politikalarıyla fiyat istikrarına yaklaşıldığını söyledi. Bu süreçte yatırımların zayıflamak yerine hızlandığını belirten Karahan, yatırım büyümesinin uzun yıllar yüzde 8 seviyelerine ulaştığını aktardı.
2020 sonrasında yeniden yüksek enflasyon dönemine girildiğini belirten Karahan, bu dönemde kredi koşullarının gevşek olmasına rağmen yatırımların hız kazanmadığını, bunun da fiyat istikrarının yatırım açısından ne kadar kritik olduğunu gösterdiğini ifade etti.
