Türkiye ile Mısır arasındaki yakınlaşma, savunma alanında yeni bir boyut kazanıyor. The Arab Weekly’nin haberine göre, Mısır Türkiye’nin geliştirdiği 5. nesil savaş uçağı KAAN projesine katılmaya hazırlanıyor. Bu adım, sadece iki ülke arasındaki askeri iş birliğini değil, aynı zamanda Ortadoğu’daki güç dengelerini de etkileyecek stratejik bir hamle olarak değerlendiriliyor.
Bölgesel Hava Üstünlüğünde Yeni Dönem
Uzmanlara göre, Mısır’ın KAAN programına dahil olması, İsrail’in ABD desteğiyle sahip olduğu bölgesel hava üstünlüğünü zayıflatabilecek önemli bir gelişme. Türkiye’nin F-35 programından çıkarılması sonrası KAAN’a ağırlık vermesi ve Mısır’ın ABD’nin modern silahlarına erişimde yaşadığı kısıtlamalar, iki ülkenin ortak hareket etmesini zorunlu kıldı.
Her iki ülke de, ABD ve İsrail’in Ortadoğu’daki tek taraflı jeopolitik hamlelerine karşı koymak ve bağımsız savunma sanayii kapasitesini güçlendirmek istiyor.
Gizli Değil, Açık İş Birliği
Askeri kaynaklar, bu sürecin artık gizli yürütülmediğini, tarafların iş birliğini açık şekilde sürdürdüğünü belirtiyor. Türkiye ve Mısır, eğitim, bilgi transferi ve teknoloji paylaşımı konularında anlaşmaya yakın. Bu ortaklıkla birlikte, bölgedeki potansiyel krizlere karşı hava gücü ve caydırıcılığın artırılması amaçlanıyor.
İlk Temaslar ve Ziyaretler
Mısır’ın KAAN’a ilgisi, Cumhurbaşkanı Abdulfettah El-Sisi’nin 2024 Eylül ayında Ankara’ya yaptığı ziyaret sırasında ortaya çıktı. Bu süreçte Mısır heyeti, KAAN prototipini ve üretim hatlarını inceledi. Ardından, Mısır Genelkurmay Başkanı General Ahmad Khalifa Ankara’da temaslarda bulunarak Türk savunma şirketleriyle görüşmeler yaptı.
Yıl Sonunda Anlaşma Bekleniyor
Kaynaklara göre, Mısır’ın KAAN projesine katılımını resmileştirecek anlaşmanın 2025 yılı sonuna kadar imzalanması bekleniyor. Böylece Ortadoğu’da askeri dengelerin yeniden şekillenmesi, İsrail’in hava üstünlüğünün kısmen kırılması öngörülüyor.
Ayrıca, Mısır’ın yanı sıra İspanya ve BAE’nin de KAAN programına dahil olması, Türkiye’nin savunma sanayiinde maliyetleri düşürmesini, Ar-Ge yatırımlarını artırmasını ve üretim sürecini hızlandırmasını sağlayacak.
