Uluslararası ekonomik kuruluşlar, Türkiye'nin 2023 ekonomik performansı hakkında farklı görüşlere sahip. Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Başekonomisti Robin Brooks, Türkiye'nin ekonomisinin, baz etkisi dikkate alındığında, gelecek yıl büyüme göstermeyeceğini iddia etti. Bu öngörü, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi uluslararası kuruluşların Türkiye ekonomisinin büyümesini beklediği bir dönemde geldi.
OECD, geçtiğimiz Kasım ayında yayınladığı raporda, bu yıl için önceki tahminlerinden biraz daha düşük bir büyüme oranı olan yüzde 5,3 beklerken, 2023 için yüzde 3'lük bir büyüme öngördü. OECD, aynı zamanda küresel ekonomi için büyüme beklentisini yüzde 3'ten yüzde 3,1'e yükseltti. IMF ise Türkiye'nin bu yıl yüzde 5, gelecek yıl ise yüzde 3 oranında büyüyeceğini tahmin ediyor. IMF'nin Ankara'daki görüşmeleri sonrasında yayımlanacak raporun, önümüzdeki aylarda çıkması bekleniyor. Raporda, yüksek enflasyonla mücadelede faiz oranlarının artırılması ve Merkez Bankası'nın bağımsızlığının sağlanması gibi tavsiyeler yer alıyor.
New York merkezli Morgan Stanley ise Türkiye ekonomisinin 2023'te yüzde 2,8 büyüyeceğini öngörüyor. Buna karşın, IIF Başekonomisti Brooks'un sosyal medya hesabından paylaştığı bir tablo, küresel bir resesyon beklentisi içinde, Türkiye ekonomisinin 2023'te %0,9 daralacağını öne sürüyor. Bu tahmin, Türkiye'nin bu yıl %3,9 oranında büyüdüğünü göz önünde bulundurarak yapılmıştır. Brooks'un analizine göre, gelecek yıl Türkiye için herhangi bir devretme etkisi olmayacak ve ekonomi daralacak.
Bu çeşitli tahminler, Türkiye ekonomisinin önündeki belirsizlikleri ve potansiyel zorlukları gözler önüne seriyor. IIF'nin raporu ve Brooks'un analizi, uluslararası kuruluşların olumlu beklentilerine karşın, ekonomik daralma ihtimaline dikkat çekiyor. Bu farklı görüşler, Türkiye'nin ekonomik yol haritasını belirlerken dikkate alınması gereken önemli unsurları ortaya koyuyor.
Tabi belirtmek gerekiyor ki bu IFF'nin yorumu. IMF, IIF gibi kuruluşların görüşleri tahmini olup bazen tam tersi de çıkabilmektedir. Ama Bizim ekonomimizin durumunu da düşündüğümüzde bu tür görüşleri değerlendirip ona göre de önlemler almalıyız.