Son dönemde küresel ekonomide yaşanan önemli gelişmeler, G7 üyelerinden İngiltere, Japonya ve Euro Bölgesi'nin lideri Almanya'nın ekonomik sorunlarına işaret ediliyor. Bu ülkelerde yaşanan olaylar, küresel ekonomide durgunluk ve resesyon endişelerini büyütüyor.
İngiltere: Brexit ve Enflasyon Sorunları
İngiltere, geçen yılın ekim-aralık döneminde beklentilerin üzerinde yüzde 0,3 daralarak teknik resesyona girdi. Özellikle hizmet, üretim ve inşaat sektörlerinde yaşanan düşüş, ekonomiyi olumsuz etkiliyor. Yüksek enflasyon, İngiltere Merkez Bankası'nın faiz oranlarını sabit tutmasına rağmen ekonomik büyümeyi engellediği gözlendi. Brexit sonrası ekonomik istikrarsızlık, enflasyon sorunlarına yeni bir boyut kazandırıyor.
Japonya: Zayıf İç Talep ve Değer Kaybeden Yen
Japonya, geçen yılın son çeyreğinde zayıf iç talep nedeniyle resesyona girdi. Yenin dolar karşısında değer kaybetmesiyle, ihracat karlarını düşürdü. Ülkenin enerji ithalatındaki maliyet artışları da ekonomik gerilemede etkili oldu. Japonya Merkez Bankası'nın uzun süredir uyguladığı gevşek para politikasından çıkışa dair şüpheler, ekonomik belirsizliği arttırıyor.
Almanya: Enerji Sorunları ve Ekonomik Küçülme
Almanya, enerji alanında Rusya ile yaşanan sorunlardan kaynaklı ekonomik sıkıntılar yaşıyor. Geçen yılın son çeyreğinde yüzde 0,3 küçülen ekonomi, bu yılın ilk çeyreğinde de küçülmesi durumunda teknik resesyona girecek. Alman Maliye Bakanı Christian Lindner, ekonominin küçülmesinin ülkeyi daha fakirleştirdiğini belirtiyor. Sanayi ve ticaret sektörlerinde ortaya çıkan zorluklar, 2024'ün ekonomik açıdan zor bir yıl olacağına işaret ediyor.
Euro Bölgesi: Durgunluktan Çıkamıyor
Euro Bölgesi ekonomisi, özellikle iç talep ve yatırımlardaki düşüş nedeniyle geçen yılın son çeyreğinde büyüyemedi. Enflasyonla mücadele için yapılan faiz artışları, tüketiciler ve işletmeler üzerinde baskı yaratıyor. Avrupa Merkez Bankası'nın yüksek faiz politikası, ekonomik büyümeyi olumsuz yönde etkiliyor. AB Komisyonu'nun yaptığı aşağı yönlü revizyon, Euro Bölgesi'nde bu yılki ekonomik büyüme beklentisinin düşük kalmasına neden oldu.
Küresel ekonomideki belirsizlikler, resesyon endişelerini artırarak büyüme oranlarının düşük seviyelerde kalmasına yol açıyor. Enflasyonla mücadele tedbirleri, jeopolitik gerginlikler ve Çin ekonomisindeki yavaşlama gibi faktörler, küresel ekonomideki belirsizlikleri daha da artırıyor. Geçen yıl yüksek seyreden resesyon kaygıları, bu yıl da dünya genelinde ekonomik büyümenin zorlu bir süreçten geçtiğini gösteriyor.