Türkiye’de lojistik sektörü, ekonomik baskıların ve küresel rekabetin etkisiyle büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Yük hacmindeki azalma, artan maliyetler ve finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar, sektörde hem yapısal daralmaya hem de yabancı yatırımcıların etkisinin artmasına neden oldu. Son olarak Borusan Lojistik’in Fransız Ceva Logistics’e satılmasıyla birlikte, sektörde istihdam bazında yabancı payı %40’a kadar yaklaştı.
Pandemi döneminde avantaj sağlayan yerli lojistik firmaları, son yıllarda artan maliyet baskısı ve finansal dar boğazlar nedeniyle rekabette geriye düştü. Özellikle Alışan, MNG, Ekol ve Borusan gibi büyük firmaların yabancı şirketlere satılması dikkat çekerken, orta ölçekli şirketlerde iflaslar artıyor, istihdam ve şube sayıları hızla düşüyor.
"Her Gün Yeni Bir Satış ya da Kapanma Haberi Geliyor"
Alonso Lojistik Ülke Direktörü Kpt. Murat Karaman, sektörde son dönemde art arda gelen satış ve kapanma haberlerinin endişe yarattığını belirtti. “Yabancı yatırımcı döviz cinsinden %3,5 ile borçlanabilirken, yerli yatırımcı TL ile %45’e varan oranlarda finansmana erişebiliyor. Bu durum sektörde derin bir dengesizlik yaratıyor” dedi. Karaman ayrıca, lojistik alanında 38 yıldır faaliyet gösteren Orkun Uluslararası Nakliyat’ın yakın zamanda faaliyetlerini sonlandırmasının, sektörün ne denli zor bir dönemden geçtiğini gösterdiğini vurguladı.
Orkun Uluslararası Nakliyat, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “1986’dan bu yana hizmet verdiğimiz uluslararası karayolu taşımacılığı alanındaki faaliyetlerimize, ekonomik koşullar nedeniyle Mayıs 2025 itibarıyla son veriyoruz” ifadelerine yer verdi. Şirket, inşaat ve altyapı alanındaki faaliyetlerine devam edeceğini duyurdu.
48 Milyar Dolarlık Hedef Uzaklaşıyor
Ticaret Bakanlığı’nın 2025 yılı için koyduğu 48 milyar dolarlık lojistik ve taşımacılık hizmet ihracatı hedefi de risk altında. Sektör temsilcileri, bu hedefe ulaşmanın her geçen gün daha da zorlaştığını belirtiyor. Sadece denizyolu taşımacılığından sağlanan hizmet ihracatının yıllık 4,5 milyar dolar civarında olduğu belirtilirken, kara ve hava taşımacılığında da ciddi bir hizmet ithalatı yaşandığı vurgulanıyor.
Tırport Kurucu Ortağı Dr. Akın Arslan, sektördeki nakliye trafiğinin son üç yılda %30 oranında azaldığını ve günlük 450 bin FTL (Full Truck Load) taşımadan 300 binin altına düşüldüğünü ifade ederek, bunun sanayi üretimi ve ticaret hacmi için ciddi bir uyarı sinyali olduğuna dikkat çekti.
Satın Alımlar Pandemi Sonrası Hızlandı
Yabancı yatırımcıların Türk lojistik sektörüne ilgisi özellikle pandemi sonrası artış gösterdi. Kur dalgalanmaları ve finansal krizlerle boğuşan yerli firmalar, 2023’ten itibaren hisse satışına yöneldi. 2024 ve 2025’te bu süreç daha da hızlandı. Son iki yılda Alışan Lojistik’in %75’i Fransız PSA’ya, MNG Kargo’nun tamamı Alman DHL’e, Ekol Transport ise Danimarkalı DFDS’e satıldı. Son olarak Borusan Tedarik’in Fransız Ceva tarafından satın alınmasıyla sektörün yabancılaşma süreci hız kazandı.
UTİKAD’dan Finansman ve İşbirliği Çağrısı
Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkan Yardımcısı Ayşem Ulusoy, sektörün ciddi bir kredi sıkıntısı içinde olduğunu belirterek, firmaların finansmana erişimini kolaylaştıracak çözümler gerektiğini ifade etti. “Vergi yükü ağır, araç ve depo yatırımları artık sürdürülebilir değil. Atıl depoların ortak kullanımı teşvik edilmeli, şirketler arası işbirliği projeleri artırılmalı. Ayrıca konsolidasyon ihtiyacı da gün geçtikçe büyüyor” dedi.
Ulusoy, tüm bu olumsuzluklara rağmen yabancıların yatırım yapmaya devam etmesinin sektör için umut verici olduğuna dikkat çekerek, “Demek ki hâlâ bu alanda potansiyel var. Ancak iç dinamikleri sağlamlaştırmadan sürdürülebilirlik mümkün değil” değerlendirmesinde bulundu.