Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2023 yılı doğum istatistikleri, Türkiye'nin toplam doğurganlık hızının tarihi bir düşük seviyeye indiğini ortaya koyuyor. 2001 yılında 2,38 olan doğurganlık hızı, 2023'te 1,51’e kadar geriledi. Bu oran, nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,1'in oldukça altında kalıyor ve 2016'dan bu yana düşüş trendi devam ediyor.
Uzmanlara göre, bu düşüşün ardında hem ekonomik hem de sosyolojik sebepler bulunuyor. Ekonomik açıdan, geçim sıkıntıları ve belirsizlikler doğurganlık kararlarını olumsuz yönde etkilerken, sosyolojik olarak toplumun doğurganlık davranışlarında da önemli değişimler meydana geliyor. Ekonomik kriz dönemleri, doğum oranlarında belirgin düşüşlere yol açabiliyor; örneğin, 2001-2002 yıllarında %7’lik bir düşüş kaydedilmişti. 2023 yılı verileri de bir önceki yıla göre %8’lik bir düşüş gösteriyor.
Dr. Selin Köksal, ekonomik endişelerin çocuk sahibi olma kararlarını doğrudan etkilediğini ifade ederken, Prof. Dr. Alanur Çavlin, artan eğitim düzeyi ve bireysel olanakların farkındalığının doğurganlık normlarını değiştirdiğini de vurguluyor. Günümüzde çocuk sahibi olma normu 1-2 çocukla sınırlı kalırken, bu eğilim giderek tek çocuk tercihine doğru bir kayma gösteriyor. Ayrıca, 2023'teki siyasi ve toplumsal belirsizlikler de doğum oranlarını düşüren etkenler arasında yer alıyor.
TÜİK'in 2023 verilerine göre öne çıkan bazı önemli bulgular şöyle:
Doğurganlık hızının en yüksek olduğu iller: Şanlıurfa (3,27), Şırnak (2,72) ve Mardin (2,40)
Doğurganlık hızının en düşük olduğu iller: Bartın (1,13), Zonguldak, Karabük (1,14) ve Kütahya (1,16)
Doğum oranlarının en yüksek olduğu yaş aralığı: 25-29
Doğum yapan annelerin ortalama yaşı: 29,2
- 15-19 yaş grubundaki (adölesan) kadınlarda doğum oranı 2001 yılında binde 49 iken 2023 yılında binde 11’e kadar düştü.
- 2022 doğurganlık hızı verilerine göre Türkiye, Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında 5. sırada yer aldı.