Domino’s Pizza Eurasia Group CEO’su Aslan Saranga, artan fiyat hassasiyeti nedeniyle yeme-içme sektöründe işletmelerin düşük kâr marjıyla yüksek hacme odaklanmak zorunda kalacağını belirtti. Saranga, “Kaliteyi uygun fiyata sunamayan firmalar ayakta kalamayacak” dedi.
Türkiye’de 550 milyar TL'yi aşan yeme-içme sektörünün 38 milyar TL’lik kısmını oluşturan pizza pazarı, enflasyon baskısı ve artan kalite beklentileriyle yeni bir rekabet dönemine girdi. 29 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren Domino’s, bu dönüşümde öncü markalardan biri olmaya devam ediyor.
CNBC-e’ye konuşan Saranga, pizza ve tavuk gibi nispeten uygun fiyatlı kategorilerin hızlı büyüdüğünü, ancak bu durumun aynı zamanda rekabeti keskinleştirdiğini söyledi. “Bir yandan tüketim devam ediyor ama müşteri artık çok daha seçici. Şirketler, daha az satışla kâr etmeye çalışmak yerine, daha çok satarak düşük kârla ayakta kalmayı tercih etmek zorunda” diye konuştu.
“100 restorandan 85’i kapanıyor”
Domino’s’un Türkiye’de 75 mağaza dışında tamamen franchise modeliyle büyüdüğünü aktaran Saranga, franchise’ların %60’ının motorcu, mutfak çalışanı ya da restoran yöneticisi kökenli olduğunu ve bu bağlılığın başarı getirdiğini vurguladı. Sektör ortalamasında her 100 restorandan yalnızca 15’i hayatta kalırken, Domino’s’ta bu oranın %95 olduğunu ifade etti.
Kampanyasız satış yapılamıyor
Saranga, son yıllarda dijitalleşmenin fiyatları daha görünür kıldığını ve bunun tüketici davranışlarını doğrudan etkilediğini dile getirdi. “Satışlarımızın %90’ı kampanyalı ürünlerden oluşuyor. Kampanyasız ürün satamıyoruz. Uygun fiyatlı olmazsanız satış yapamazsınız, zarar edersiniz” dedi.
Marka, şu anda haftalık 750 bin ila 1 milyon adet pizza satışıyla pazarda %50-52 arasında bir paya sahip. 12 bine yakın çalışanı bulunan şirket, 2024’te açtığı 50 yeni şubeye ek olarak, bu yıl da franchise başına 150 bin dolarlık bedelle 50 şube daha açmayı planlıyor. Hedef, toplamda 800 şubeye ulaşmak ve en az 750 kişiye daha istihdam sağlamak.
“Enflasyon gerçeği sahada çok daha farklı”
Giderlerdeki ciddi artışa dikkat çeken Saranga, son 3 yılda elektrik ve su gibi masrafların %70-80 oranında arttığını, bunun resmi enflasyonun çok üzerinde olduğunu belirtti. Buna rağmen operasyonel verimlilik sayesinde bu yükü müşteriye minimum düzeyde yansıttıklarını belirtti.
Son olarak, fiyat artışlarının artık çok daha zor yapıldığını kaydeden Saranga, şunları ekledi:
“Ocaktan bu yana enflasyonda düşüş görülüyor. Bu, fiyat güncellemelerini 2 ayda bire indirdi. Ama artık maliyet azaltıcı adımlar daha da kritik. Ekmek aslanın artık midesinde. Borçsuz, planlı ve tasarruflu işletmeler bu dönemi sağlıklı şekilde atlatabilir.”
